5 Eylül 2010 Pazar

bu kadar yakın ama hala sürgün...

bu kadar yakınıma geldiğin halde uzaksın
kilometreler bitmek bilmiyor sanki aramızda
bir hafta önceki gibi tükeniverseler ne olur?
yada
bir hafta
tükeniverse...
önce haftayı sonra yolları tüketsek
ama bizim aşkımız hiç tükenmese...

güzel gelişmeler zamanındayız
güzel bir gecede
güzel haberler...

şimdi yanında olmak vardı sevgilim,
ellerinden tutup
sahilde bir bankta
yada sahilde
iskelede oturmak seninle
denizi izlemek gözlerinde...
denizmi daha güzel parlıyor yoksa
gözlerinmi diye düşünmek...

ve biliyorum
denizden esen meltem ne kadr kuvvetli olsada
ben senin yanında asla üşümeyeceğim
yüreğinin sıcaklığı saracak bedenimi...
ellerimden, gözlerimden yüreğime...
senin yüreğinden
benim yüreğime...
benim yüreğimden
senin yüreğine...

böylesi bir aşk varken aramızda
hangi rüzgar üşütür bizi
hangi fırtına ayrı düşürür?

"başımı göğsüne yasladığımda tek bir düşmanım var, Geçip giden zaman..."
orada senin göğsüne yaslanmış hayatımın en güzel melodisini dinlerken
yine bir tek düşman olacak karşımızda
ZAMAN
keşke o an herşey dursa
bütün evren
bütün saatler
gelecek gelmese...
yada belkide en güzeli
beni sen geçse...

Hiç yorum yok: